Öncelikle değerli okuyucularımıza, evlat hasreti çeken annelere ve bebek sahibi olamayan anne adaylarına en kısa sürede bahtiyarlığın en güzeline erişmeleri dileklerimizi sunuyoruz.

Rahim nakli, organ nakli alanında önemli bir gelişmedir ve çok eski çağlardan bu yana bazı bulguların görüldüğü saptanmıştır. Organ nakli, ilk kez Macar kökenli bir cerrah tarafından 1902 yılında hayvanlar üzerinde deri nakli ile başlamıştır. Daha sonra, 1933 yılında kadavra nakli gerçekleştirilmiştir. İnsan vücudu hücrelerden meydana gelir. Hücreler dokuları, dokular organları, organlar sistemleri ve sistemler de vücudu oluşturur.

Rahim nakli, bir insanın organı veya dokuları ihtiyacı olan başka bir insana tedavi amacıyla nakledilmesi işlemidir. Bazı doku ve organ nakilleri, vücutta görevini yapamayan dokular ve organların yerine, gerek canlı vericiden gerekse kadavradan alınan sağlam dokuların ve organların birleştirilmesi ile yapılır. Genellikle nakledilen organlar böbrek, karaciğer, kalp, pankreas, akciğer, kemik ve kemik iliği, ince bağırsak, kalp kapağı, kornea, yüz ve saçlı deri, kol, bacak, üst solunum yolları, üst sindirim yolları ve rahimdir. Bazen de suni maddeler ve cihazlar kullanılabilir.

Rahim, doğuştan olmaması veya yeterince gelişmemiş olması, kanser veya miyom gibi hastalıklar sebebiyle erken yaşta alınması, kürtaj ya da diğer müdahaleler nedeniyle bebeğin yerleşeceği boşlukta açılması mümkün olmayan yapışıklıkların bozukluğu gibi nedenlerle tedavi edilemeyecek durumlarda, beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden nakil yapılmaktadır. Rahim nakli yapılan kişi, eğer isterse doğum yaptıktan sonra bu rahim yine ameliyatla çıkarılabilir. Bu durum, kişinin ömrü boyunca bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanmasını gerektirmez.

Üreme organları üç yerden gelişir; rahim kanalı, rahim ve vajina. Armut biçiminde olan rahmin ucunda rahim ağzı ve yanlarında yumurtalıktan rahime taşıyan kanallar bulunur. Kalın duvarlı ve içi boş olan, büyüklüğü bir bayan yumruğu kadar veya daha küçük olan bu organ, yaklaşık 50 gram ağırlığındadır. Gebelik, bu organın içinde yerleşir ve burada büyür.

Modern tıp sayesinde plastik cerrahi uzmanları bu alanda oldukça gelişmeler sağlamıştır. Özellikle vücuttaki çeşitli dokular, kıkırdaklar ve özel bazı maddeler kullanılarak burun ve kulak yapılabilmektedir. Rahim nakli ameliyatı yaklaşık altı saat sürmektedir. Organlarını bağışlayan kişi öldüğünde, henüz kalp atışları sürerken rahim alınır. Ölen kişiden alınan rahim, hastaya nakledilmeden önce hastanın yumurtaları dondurulur. Bu aşamadan sonra 12 aylık iyileşme sürecinin ardından, evlat sahibi olabilmek için dondurulan yumurtalar laboratuvarda döllenerek annenin nakledilmiş rahmine konulur.

Gebelikte rahim, 3 kiloya kadar taşıyacak kadar büyüme sağlar. Bunun nedeni, doğmamış bebeğin gelişmesini sağlayacak bir ortam oluşturmasıdır. Dışarıdan gelecek olan darbelere karşı bebeğe koruma sağlar. Doğum sırasında da kasılmalar gevşeyerek bebeğin dışarıya çıkmasını sağlamaktadır. Ancak sadece rahmin alınması gibi durumlarda, kadınların adet görmesi sonlanır. Fakat yumurtalıklar hormon salgılamaya devam edeceği için hormonal düzeyi ve fiziksel işlevi açısından menopoz etkileri oluşmaz.

Ameliyat olan hastaların birkaç gün hastanede kalmaları gerekmektedir. Hastanede yatış süresi, ameliyatın cinsine ve ameliyat sırasında ya da sonrasında bir sorunun olup olmadığına göre değişir. Ameliyat sonrasında mümkün olduğunca erken yürümeye başlanmalıdır. Yürümek, kan dolaşımının düzenlenmesine yardımcı olur. Ayrıca toplar damarlarda pıhtı gelişiminin önlenmesine de yardım eder. Eğer riskli bir durum meydana gelirse, hastaya ilaç tedavisi de verilir.

Ameliyattan birkaç gün sonra ağrılar artabilir. Dinlenmek, iyileşme süresini hızlandırır. Doktorunuz önermedikçe ameliyat sonrası ilk altı hafta boyunca duş almak, cinsel ilişki, ağır kaldırmak ve ağır işler yapmak önerilmez. Ancak altı haftanın bitiminden önce hasta kendini iyi hissediyor olsa bile, doktor kontrolü dışında bu tür davranışlar uygulanmamalıdır. İyileştikçe hafif fiziksel aktivite, spor yapmak ve araba kullanmak gibi faaliyetlere yavaş yavaş başlanabilir. Bu uygulamalar sırasında, hastalığın nedeni ile rutin kontroller ve taramalar devam edecektir.